Editörden (Eylül 2015)

Merhaba Dostlar, Bu ay Her Nefes Dergisi’nin konusu “Sonbahar”. Bu konuyu okuyunca bir grup dostumuz “Yaşanabilir tasavvufu anlatmaya çalışan bir dergide nasıl böyle bir konu olabilir?” diye düşünebilir. Olur canlar, hem de pek güzel olur. Nasıl mı? Açıklamaya çalışayım efendim… Biz her zaman yüce Rabbimizin bizimle hâdiseler vâsıtasıyla konuştuğunu duyduk, okuduk. Şahsen ben bu kelâmı […]

Sohbetler (Eylül 2015)

– “Dün dedim ki: Haydi çocuklar bir sandala binelim de Göksu’ya gidelim!” Herkes hayretle, aman Efendim, celâli cemalle bir bilenler için güzel ama, bizim tahammülümüz zayıf… bu soğukta nasıl olur, dediler. Öyle demeyiniz, dedim. Kış, yâni celâl dediğimiz bu mevsim, bir sınıf halk için yâni servet ve kudret sahibi zümre için bir nevi eğlence ve […]

“Sonbahar bizi tekrar yaza hazırlar…”

Cemâlnur Sargut’la Söyleşi Her Nefes Dergisi, 2009 yılının Ekim sayısı ile yayın hayatına başlamış ve bu sayıda Cemâlnur Sargut Hocamızla yapılan röportajın konusu da sonbahar olarak belirlenmişti. Bir başlangıçtan ziyade bir sonlanışı ifâde ettiğini düşündüğümüz sonbahar mevsimi, ilginç bir şekilde ilk sayıya can veren sözlerin kaynağını oluşturuyordu. Bu yıl sonbahara girerken o ilk sayımızdaki sözleri […]

Muhammed Ali ve Yenilmedeki Zafer

Muhammed Ali, kimi otoritelere göre gelmiş geçmiş en büyük boksör. Ringlerde şüphesiz büyük başarılara imza atmış bir sporcu. Fakat boksörlüğünden ziyade ring dışında yaptıklarıyla sporla ilgilenen ya da ilgilenmeyen herkesin hâfızasında yer etmiş bir şahsiyet. 1967’de Vietnam Savaşı’na gitmeyi reddetti. “Vietnamlılarla ancak eğer ülkeme saldırırlarsa savaşırım” dedi ve bokstan men edilme tehdidine rağmen bu kararından […]

Ânın Çocukları Olmak

Zaman… Ne kıymetli bir algı değil mi? Bir bakıyoruz yaz mevsimi zuhur etmiş, bir bakıyoruz bahar… Bu ne güzel bir döngüdür, Ya Rabbi! Yaz aylarının bitimi ile sonbahar mevsimine giriş yaptık çok şükür. Benim en sevdiğim mevsim sonbahar. Sonbahar ile birlikte yaprak dökümüne, gönül evlerine dönüşe, çorbadaki tuza, çanağa batan kaşıktaki birliğe giriş yaptık. Bana […]

Yaprağın İz Düşümü

Sonbahar mevsiminin hüzünle anılması bir ön yargı mıdır? Neden sonbahar, doğanın “solması” anlamına gelir her zaman? Bütün bu sorular zihnimden geçerken aslında öyle olmadığını hissetmeye başladım. Neydi aslında sonbahar? Doğa en başından beri insanın kendini anlamlandırmasında bir araç, bir yakın arkadaş değil miydi? O zaman nasıl sadece olumsuz duygularla anılabilirdi ki bu mevsim? Bütün bunların […]

Değişim Mevsimi

Yaz güzeldir, herkesin kendi dünyasına çekildiği, okulların tatil olup yazlıkların hayat bulduğu dönemdir. İstanbul sakinleşir, herkes biraz yavaşlar. Kahvaltılar uzar, kaçamaklar artar, öğle uykuları, havuz sefaları başlar. Herkes bir yerdedir, arkadaşları görmek zorlaşır. Topluca yapılan aktiviteler azalır. Yaz herkes için biraz tembellik dönemidir. Oysa sonbahar yaklaşırken herkes yavaş yavaş şehre döner, okulların açılmasıyla alışveriş alanları […]

Bir Avuç Aşk

Bir varmış, bir yokmuş… Ucu bucağı olmayan bir derya varmış ve içinde binlerce yolcusuyla pek çok gemi yol alırmış bu deryada… Her geminin rotası meşrep olarak birbirinden farklıymış; hâliyle kimi yolculuklar çetinmiş kimi de kolay… Ama bütün yolcuların bu sonsuzlukta varmak istediği hakikat ve gönüllerindeki aşk birmiş… Aralarında bir de küçük bir kız varmış. Cenâb-ı […]

Mutluluğun Reçetesi Var mıdır?

İki kardeş hayâl edin; aynı anda annelerinin rahmine düşmüş, dokuz ayı birbirlerine sarılarak annelerinin karnında geçirmiş ve aynı anda dünyaya gözlerini açmış iki kardeş… Aynı ortamda, aynı ekonomik, sosyal ve kültürel yapıda, aynı zaman diliminde doğmuş ikizler: Ali ve Fatma, benim canımın güzel canları… Tamamen aynı ekosistemin içinde büyüyen bu bir elmanın iki yarısı olan […]