Editörden (Ocak 2014)

Efendim hoşgeldiniz, safâlar getirdiniz…   Bu ay dergimizin konusu her zamanki gibi, Allah aşkı, Allah âşığı bir koca sultan, âlemlere rahmet bir öğretmen, bir mürşid, hepimize örnek bir öğrenci, bir mürid…   En çok “Her ilmi, her şeyi bildiğini sandığında” bilmediğini hocasından öğrenen… O’nun söylediğine iman eden… O’nun söylediği ile amel eden… O’na verdiği sözden […]

Sohbetler (Ocak 2014)

Mevlânâ Hazretleri, kendisini ziyarete gelen bir papazı kapıya ka­dar teşyî ettikleri zaman, bunun sebebini soranlara ‘Ben onun sıfatı ve mevkiine değil, ona bu vazifeyi veren Hakk’a hürmeten bu muâmeleyi gösteriyorum’ diye cevap verir. Siz de, neden herkesin mutlaka kendi meşrebinizde olmasını isti­yorsunuz ve istediğinizi bulamayınca da ayıplıyorsunuz? Siz onu ayıp­ladığınız gibi, onun da sizin hâlinizi […]

Cemalnur Sargut ile Söyleşi – “Âşıkların Kıblesi Mevlânâ’dır”

“Âşıkların kıblesi Mevlânâ’dır”   Aralık ayı, Hz. Mevlânâ ile özdeşleşmiş bir ay… Şeb-i Arus dolayısıyla Hz. Mevlânâ bir kere daha yâd edilmiş ve kendilerinin mânâsının feyzinden istifâde edilmiş oluyor. Biz de bu vesileyle Cemâlnur Sargut Hocamızla Hz. Mevlânâ üzerine sohbet ettik.   Müge Doğan: Hocam, her sene olduğu gibi dünyanın dört bir yanından gelen binlerce […]

Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî’den Bugüne Kalanlar

(… ) İlim ve felsefe insanı ne tanır ne de tanıtabilirdi. Hatta bir bakıma dinler de öyle… Sanat ise, anlaya­na, ancak bulanık işaretler verebilirdi. İnsanı ve kâi­natı kemâliyle tanıyan, sâdece büyük peygamberler, büyük mistiklerdi. İşte onlardan biri de Mevlânâ Ce­lâleddîn-i Rûmî idi. Ne ki Celâleddîn’e, ateş püsküren yanardağlar gi­bi, aşk ve şevk lâvlarını akıtacak manevî […]

Hak Ziyâsı

“Ey Hak âşığı Hüsâmeddîn, sen öyle bir ersin ki Mesnevî, senin nûrunla ayı bile geçti, aydan bile parlak bir hâle geldi.”   Hz.  Mevlânâ   Asırlardır insanlığı kendine çekmiş bir ulu deniz Hz. Mevlânâ. Herkes onu kendinden bilmiş, her meşrep kendine yakın bulmuş. Bugüne kadar kalemler kurumuş, denizler mürekkep olup tükenmiş ama yine de anlatmaya […]

Mânevi Hekim Hz. Pîr

Aralɩk ayɩ Hıristiyan âlemi Hz. Îsâ’nɩn doğum gününü kutlarken bizim de Şeb-i Arus’u yaşadɩğɩmɩz, Hz. Mevlânâ’yɩ daha yoğun anmaya ve anlamaya çalɩştɩğɩmɩz bir ay. Hz. Mevlânâ, Cemâl’e yürüdükleri zaman değişik din ve milletten yaklaşık 40 bin insanın katıldığı cenazesinde, Müslümanlar, diğer dinlerin müntesiplerine, ‘Neden siz de bu cenazeye katılıyorsunuz?’ diye sorduklarɩnda, Hıristiyan ve Yahudiler, ‘Biz […]

İnsan-ı Kâmil’in Nûru

Hazreti Mevlânâ’nın Şeb-i Arûs’unu, yani düğün gecesini idrak edeceğimiz 17 Aralık günü ülkemiz büyük çalkantılara sahne oldu. Neyin ne olduğu henüz ortaya çıkmadı fakat ülke maddî-mânevî büyük kayıplar yaşadı. Tüm bu olanlardan içim o kadar sıkıldı ki, Hazret bana ne der diye Cemâlnur Hocamız’ın da sıklıkla yaptıkları gibi Mesnevî-i Şerif’e sığındım. Rastgele açtığım sayfada özetle […]

Ey Gönül

“Ey gönül niye kederlenirsin?” der, Hz. Mevlânâ. “Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz. Yüzük olmak dileyen taş, ezilmeyi yontulmayı göze almalıdır”. Ne kadar mânâ yüklü bir öneri değil mi? Bu deyiş benim Hz. Mevlânâ’yı anlamaya çalışmakta en çok yardımcım olmuş deyişlerden en birincisidir. Hz. Mevlânâ, edebiyat kitaplarına yansıdığı gibi sadece bir şâir, bir düşünür, bir […]

Aşk ile Kaybolmak

Ne mutlu, insanım diyene! Kendileriyle birlikte yaşayabileceğimiz ne çok yıldız ve atom var. Bunların arasında üflenen nefes ile yaşıyoruz. Ne atom gibi ufağız, ne de yıldızlar gibi büyüğüz. Fakat yalnız değiliz, birlikteyiz. Birlik hâlindeyiz. Bu hususta bize lûtfedilen, fevrî olmak değil, âşikâr olan birliği birlikte yaşamak olsa gerek. İnsanlar, içeride ve dışarıda olanlar ile birlikte […]