Editörden (Mart 2014)

“İzinden, gözünden, sözünden, özünden Allah ayırmasın. Ey Hakk’ı bildiren, ona götüren, perdeyi kaldırıp onu gösteren…Hakk’ın var olduğunu, varlığın Hak olduğunu, görünenin gösteren, gösterenin görülen olduğunu bildiren!   Bu dünyâda, o dünyâda, Allah senden ayırmasın…”   Sâmiha Ayverdi, Hancı     İnşaallah çok beğeneceğiniz yeni sayımızla huzurunuzdayız. Efendim, bu sayımızın konusu, bir Osmanlı hanımefendisi, son derece […]

Sohbetler (Mart 2014)

Sâmiha Hanım: -Görmek için aklın bir yardımı olmuyor. Belki aşk erbâbı için, ‘her ne makama geldim ise aşk ile geldim!’ kaidesi hâkim… – “Evet ama, bu yolda faydalı olmayan akıl, dünya aklıdır. Aslında akıl, büyük şeydir. Akıl mertebesi büyük mertebedir.” Semîha Hanım: -Cebrâil’in temsil ettiği akıl, akl-ı kül değil midir? – “Evet… fakat akıldan da […]

Cemalnur Sargut ile Söyleşi – “Sâmiha Anne’nin bize öğrettiği en güzel şey, tevhiddi”

“Sâmiha Anne’nin bize öğrettiği en güzel şey, tevhiddi” Bu ay, mutasavvıf ve mütefekkir Sâmiha Ayverdi’nin Hakk’a yürüyüşünün 21. yıldönümünü idrak ediyoruz. Bu vesileyle kendisinin yetiştirdiği en kıymetli talebelerden biri olan Cemâlnur Sargut ile onun edebî ve mânevî şahsiyeti üzerine sohbet ettik. Müge Doğan: Sâmiha Ayverdi, farklı yönleriyle tanınıyor. Osmanlı hanımefendisi olarak, edebiyatçı, Türk dili uzmanı, […]

Sâmiha Ayverdi’nin ‘Hancı’sından…

Ağlasam, ah ağlayabilsem… ama ne mümkün! Sanki bir muhârebe sonu, bir mütâreke günü yorgunluğu içindeyim. Fakat ben, iğreti barış değil, mutlak sulh isterim. Hedef bu: Zafer ve barış. Yârabbî, imdad yolla. Beni mağlûb etme! Mâdem ki elime Tevhîd bayrağını verdin, bunu yere düşürtüp nefsim düşmanına çiğnetme!     Tundan tuna gitmeyi, renkten renge girmeyi, senden […]

Ben Sade Sana Yenilmek İçin Geldim

Söze seneler evvel diye başlayacaktım ki bu ifadeyi çok eksik buldum anacığım… Çoook çoook seneler evvel desem daha hakkāniyetli olacak sanırım. Evet, işte o kadar uzun zaman önce ben genç bir kızken okumuştum Yusufçuk’taki derûnî halleşmeni… Hatta yazdıklarının derin mânâlarını anladığımı zannederek gözlerimden inen yaşlar da eşlik etmişti her kelimesine! O zaman da yine bugünkü […]

Renginize Boyandık

Sâmiha Anneciğim,   Vuslat-ı Rahmân’a ulaşmanızın 20. yılı münâsebetiyle Ankara’da düzenlediğimiz anma toplantımız mâlûmunuzdur. Sizi, edebiyattaki dehânız, aktivist kimliğiniz, mürşidlik vazifeniz, ama en çok da gerçek bir mürid olmaktaki etkileyici hâlinizle bir kez daha müşâhade ettik.   Sözleriniz, sesiniz, bakışlarınızdaki mânâ, zarifçe taranmış saçlarınız, özenle dikildiği ve zamanının en gösterişlilerinden değil ama en şıklarından olduğu […]

Sâmiha Anne’nin Kelimeleri

Tehâvür, teressüm, mustatil, tenevvü, muvâzene, tahavvül, nümâyiş, ehram, gümrah, pâyân, rikkât, bîkes, darbımesel… Akıl defterime yazıp anlamlarını ezberlemeye gayret ettiğim kelimelerden birkaçını aktardım yukarıda… Büyük ihtimalle Sâmiha Anne’nin bir kitabından bulup derlemişimdir bunları… Ya “İnsan ve Şeytan”, ya “Edebî ve Mânevî Dünyâsı içinde Fâtih”, ya da başka bir eseri… Sâmiha Ayverdi’nin 20. yüzyıl yazarları arasında […]

‘Batmayan Gün’den

“Can çekişmek nedir, bilir misin İrfan? Can çekişmek, aşka kavuşamamaktır. ‘Aşka sâhib olan ölmez mi?’ dersen, ölen hayvandır, aşk ölmez! Dünyâda tam mârifet, onu bilmektir. Mükevvenatta ve cihanda ne varsa, hepsi insanda toplanmış, bu sûretle insan, bütün varlıkların nüktesi ve mecmûası ve küllün göstericisi olmuştur. İşte Hâlik’in gizli olan hüviyetini eşyâda ve zuhuratta gören kimse, […]

Yanan Ama Tütmeyen Sultan

Sâmiha Ayverdi  Hanımefendi’yi ben hiç görmedim, ama onu göreni gördüm, çok şükür. Onu eserlerinde okudum ve küçücük aklımla tanımaya çalıştım.   Sâmiha Anne, devrin sahibi Ken’an Rifâî Hazretleri’nin halifesiydi. Efendisinin kalemiydi. Yazdığı eserlerde Muhammedî ahlâkı, enfes bir dille anlatmıştır. Sâmiha Sultanın eserleri bizimle konuşur ve bizi bize gösterir. Tıpkı Mesnevî gibi, yazdıkları içimize dönüp bizi […]